Eve Girme ve Evde Oturma Âdâbı

Eve Girme ve Evde Oturma Âdâbı

Eve Girme ve Evde Oturma Âdâbı

İslam, evden çıkarken olduğu gibi eve girerken de ayakkabının nasıl çıkartılacağını belirtmiştir. Buna göre kişi sağ ayağından başlayarak giydiği ayakkabısını sol ayaktan başlayarak çıkarır.(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Esved, VI, 252)

Misafir, kabul edildiği mekana girerken bakışlarını oturması için kendisine gösterilen noktada toplar. Zira etrafa bakmak hane sahibini rahatsız edebileceği gibi görülmemesi gereken şeyleri de müşahade etme problemine yol açabilir.

Ev sahibi konuğunu, kapı açıldığında aile fertlerinin görülmeyeceği bir yere oturtur. Misafir de kendisine gösterilen yere oturması noktasında ev sahibiyle tartışmaz. Zira misafir dilediği yere oturması durumunda evin mahrem noktalarından birini görebilir.

Misafir evde gerek söz gerekse de fiilleriyle mütevazi olmalıdır. Hane sahibinin aile fertleri nezdinde saygınlığını yaralayacak, nüfuzuna zarar verecek davranışlardan imtina etmelidir. Ev sahibiyle aynı meslek grubundan ise onunla aile fertleri, çalışanları ya da öğrencileri huzurunda, kendinin üstünlüğünü ima yoluyla da olsa işaret edecek mülahaza ve tartışmalardan uzak durmalıdır. Bu durum dini meselelerde de böyledir. Nitekim misafir, ev sahibi ya da imamdan daha fakih, daha iyi okuyucu, daha müttaki ve efdal olsa da imamlık yapmak hususunda öncelik hakkına sahip olmaz. Hane sahibi ya da imam, imamete kendi de geçebilir, görevi başkasına da verebilir.

Misafir ev ya da işyeri sahibin şahsına özel koltuğuna da onun izni olmadan oturmaz. Aksi bir durum ev sahibinin düşmanlığına sebep olabilir. Bu yüzden Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): “Kesinlikle birinin hâkim ol¬duğu yerde, başka biri ona imam olmasın! Ve hiç bir kimse başkasının evinde onun izni olmaksızın yaygısı, döşeği, koltuğu üzerine oturmasın!”(Müslim Mesâcid 53) buyurmuştur.

Ev sahibi misafire nerede nasıl oturması gerektiğini teklif edince misafir olağanüstü bir durum olmaması durumunda bunu kabul etmelidir. Adiy b. Hatim (radiyallahu anh), Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)’nün huzuruna geldiğinde Efendimiz ona oturması için yastığını vermiş, kendisi ise yere oturmuştu. Adiy, Allah Resulü’nün yerde oturduğu bir mecliste yastık üzerinde olmaktan haya edince, Efendimiz’le aralarında şu şekilde bir konuşma cereyan etmiştir. Allah Resulü:
– Buna oturunuz.
– Bilakis siz buyurun Ya Resulellah.
– Hayır, siz buyurun.
Adiy, Efendimiz’in ısrarı neticesinde kendisinin mindere, Allah Resulü(sallallahu aleyhi ve sellem)’nün ise yere oturduğunu nakletmektedir.

Efendimiz bu iltifatkar muamelesinden sonra Adiy’e Müslüman olmayı teklif etmiş, o da hemen kabul ederek hane-i saadette Müslüman olmuştur.

Ziyaretler ya ihtiyaçların giderilmesi ya da muhabbetin artması esasları üzerine ibtina etmelidir. Dolayısıyla karşılamadan uğurlamaya kadar olan misafirlik sürecinde bu esaslar göz önünde tutulmalı, nefrete sebep olacak söz ve fiillerden uzak durulmadır. Bu çerçevede misafir, ağırlandığı yerde birbirleriyle konuşan iki kişi arasına oturup, tarafların ihtiyaç ya da muhabbet merkezli konuşmalarını bölmemelidir. Nitekim Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), “Herhangi bir kimseye, izinleri olmadan iki kişinin arasına girip onları ayırması helal olmaz.”(Tirmizî, Edeb 11) buyurmaktadır.

Misafir ağırlamada dikkat edilecek bir diğer husus ise mahremiyet konusudur. Kadın erkeği erkekte kadını nâmahrem olmaları durumunda misafir edemez. Misafirlik hem cinsler arasında gerçekleşti ise, kadın erkeklere erkekte kadınlara hizmet edemez. Zira nâmahremlerin aynı mekanda bulunmaları ya da birbirlerine bakmaları haramdır. Nitekim Ümmü Seleme, Meymüne (radiyallahu anhuma) ile birlikte Efendimiz’in yanında örtü ayeti indikten sonra otururken, gözleri görmeyen sahabi İbn Ümmi Mektum içeriye girmiş, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) eşlerine, “ona görünmeyin/ondan sakının.” buyurmuştur. Bunun üzerine Ümmü Seleme, “Ey Allah’ın Rasulü! O ama yani bizi göremez ve tanıyamaz bir halde değil midir?” deyince, Rasûlullah: “Sizde mi körsünüz, onu görmüyor musunuz?”(Tirmizî Edeb, 29) buyurmuştur.

İhsan Şenocak

Eve Girme ve Evde Oturma Âdâbı

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ